Sayfalar

30 Ocak 2013 Çarşamba

Didier Drogba - Wesley Sneijder ve Dünya Markası Olmak

Galatasaray'ın ara transfer döneminde Didier Drogba ve Wesley Sneijder ikilisini almasıyla birlikte " Dünya Markası" terimini yeniden sık sık duyar olduk. Bir futbol takımının marka olması bununla övünmesi nedendir ki? Bir taraftar olarak değil de bir futbol sever olarak yazacağım bu yazıyı elimden geldiğince. İngiliz klüplerine ve onların yönetim tarzına yıllarca özenerek bakmıştık. Kim olduğunu bile bilmediğimiz, yolda görsek tanımayacağımız başkanlar.Arsenal'de Wenger dönemini başlatan başkan kimdir bilir misiniz? Gianfranco Zola'lı Vialli'li Chelsea'de başkan kimdi? Rijkaardlı, Litmanenli, de Boerli AJAX'ın başkanı? Ya da solda fotoğrafta görünen kişi kimdir? Hiçbirini bilmiyorduk. Şimdi Chelsea başkanını kalbur üstü bütün futbol takipçileri tanıyordur. Real Madrid başkanını da. Fenerbahçe taraftarı olduğunu söyleyen ve o dönem Fenerbahçe'de oynayan 3 futbolcuyu bile sayamayan kadın taraftarlar bile Ali Şen kim deyince doğru cevabı verebilirlerdi. Şimdiki kadın taraftarların çoğu da Recep Niyaz kimdir dediğinizde cevap veremeyebilir ama Aziz Yıldırım kimdir derseniz çat diye cevap vereceklerdir. Neden? Çünkü futbol takımlarımız bir başkan etkisi altındadır. İşgal altındadır. Her gelen başkan ve yönetim taraftar ile arasını iyi tutabilmek için çeşitli işlere imza atmakta, ardından işler kötü gidince de ya yıldız futbolcuları ya da teknik direktörleri harcamaktadır. Bunu yapmayan başkan neredeyse yok Türkiye'de. Alex'in Fenerbahçe'den ayrılışı, Rijkaard'ın ve Skibbe'nin Galatasaray'dan gönderilişi, Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'dan Şenol Güneş'in Trabzonspordan istafa ettirilişi. Hep aynı model şeyler izledik. Yıllarca karşı çıkmaya çalıştıkça sindirildik çünkü ne basında ne de tribünde etkili olabilecek güçteydik. Taraftardık ama daha öncesinde futbol severdik. Dinletemedik. Futbolumuz karanlık günlere sürüklendi. Ortaya çıkan telefon görüşmeleri, şike iddiaları vs.

Şimdi bir kırılma noktasından daha geçiyor Türk futbolu. Bugünlerde önü alınabilirse belki karanlığa sürüklenmeyebilir. Ama eğer bu işi de biri çıkıp durdurmazsa iş işten geçecek 5-10 yıl sonrasında futbol diye bir şey kalmayacak ülkemizde.

Dünya Markası olma yolunda ilerleme çalışmaları bu iş. Neden? Daha çok para kazanmak dolayısıyla daha çok para harcamak için. Peki neden? Daha çok tüketebilmek için. Üretmekten çok tüketebilmek için. Galatasaray'ın başarısından çok ismini pazarlayabilmek için. Drogba transferiyle Galatasaray'ın ismini bütün Dünya duymuş. İyi de transfer bir futbol takımının övüneceği bir başarı mı? Şampiyonlar liginde gruptan çıktığında dikkat çekemedi mi Galatasaray? Drogba transferi şampiyonlar ligi başarısından önemli mi? 

Peki gerçekten Wesley Sneijder ve Didier Drogba'ya ihtiyacı var mıydı Galatasaray'ın? Bence yoktu. Sol bekte yıllardır formsuz olan, son 5 yılda iyi performans sergilediği 10 maç bulunmayan Hakan Balta ile oynuyordu Galatasaray. O sakatlanınca asıl yeri forvet arkası olan Riera geçti o bölgeye. Forvet arkası veya sol açık olan Riera sol bekte oynarken, savunmanın ortasında Semih - Dany ikilisinin yedeği yılların müzmin sakatı ve formsuzu Gökhan Zan iken forvet arkasına ve de forvete takviye yapmak mantıklı mıdır? Bu transferlerin sırf isim için, pazarlama için yapıldığını biliyoruz. Yoksa sportif başarı için önce zayıf noktaların kapatılması gerekirdi. Sneijder ve Drogba'ya verilen parayla çok kaliteli bir sol bek bir de stoper alınamaz mıydı? Biraz genç ve tecrübesiz olsun derseniz Sneijder'in parasıyla bir stoper bir sol bek alınır üstüne Drogba transferi yapılabilirdi. O zaman bir mantıksızlık bulamazdık. Fakat şu haliyle yapılan transferler çok da mantıklı değil. 

Futbol bu pazarlama kültürüne girmemeli. Pazarlama kültürüne biraz bulaşan Beşiktaş bundan ciddi hasar aldı. Şu andaki durumu yıldızlar topluluğu halinden daha iyi değil mi? Bursaspor şampiyon olurken hangi dünya yıldızlarını getirdi takıma? Borussia Dortmund son yıllardaki başarılarını hangi Dünya yıldızlarıyla yaptı? Borussia Dortmund kendini sportif başarılarıyla pazarladı.





Not: Yukarıda fotoğrafta yer alan kişi Martin Edwards. 1980 - 2002 yılları arası Manchester United başkanlığı yapmıştır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder